Login olunuz.


Forum Yönetimi

Join the forum, it's quick and easy

Login olunuz.


Forum Yönetimi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Şuara Suresi 2. BÖLÜM

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Şuara Suresi 2. BÖLÜM Empty Şuara Suresi 2. BÖLÜM Çarş. Ekim 29, 2008 3:27 pm

MueZZiN

MueZZiN

81. "O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır."

82. "O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur."

83. "Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat."

84. "Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl."

85. "Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle."

86. "Babamı da bağışla. Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlardandır."

87. "(Kulların) diriltilecekleri gün beni utandırma!"

88. "O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!"

89. "Allah'a arınmış bir kalp ile gelen başka."

90. Cennet, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılacak.

91. 92. 93. Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, "Allahı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?" denilecek.

94. 95. Artık onlar ve o azgınlar ile İblis'in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar.

96. Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler:

97. "Allah'a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."

98. Çünkü sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk."

99. Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı."

100. İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok."

101. "Candan bir dostumuz da yok."

102. Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.

103. Elbet bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi.

104. Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır.

105. Nûh'un kavmi de Peygamberleri yalanladı.

106. Hani kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"

107. "Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."

108. "Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."

109. "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."

110. "O halde Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!"

111. Dediler ki: "Sana hep aşağılık kimseler uymuş iken, biz hiç sana inanır mıyız."

112. Nûh şöyle dedi: "Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?"

113. "Onların hesaplarını görmek ancak Rabbime aittir. Bir anlayabilseniz!"

114. "Ben inananları kovacak değilim."

115. "Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."

116. Dediler ki: "Ey Nûh! (Bu işten) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın!"

117. Nûh şöyle dedi: "Ey Rabbim! Kavmim beni yalanladı."

118. "Artık onlarla benim aramda sen hükmet. Beni ve benimle birlikte olan mü'minleri kurtar."

119. Derken biz onu ve beraberindekileri dolu geminin içinde (taşıyıp) kurtardık.

120. Sonra da geride kalanları suda boğduk.

121. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

122. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi olandır, çok merhametli olandır.

123. Âd kavmi de peygamberleri yalanladı.

124. Hani kardeşleri Hûd, onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"

125. "Şüphesiz ben, size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."

126. "Öyle ise Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."

127. "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."

128. "Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz?"

129. "İçlerinde ebedi yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?"

130. "Tutup yakaladığınız zaman zorbaca yakalarsınız."

131. "Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."

132. 133. 134. "Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah'a karşı gelmekten sakının."

135. "Çünkü ben, sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum."

136. Dediler ki: "Sen ister öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bize göre birdir."

137. "Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir."

138. "Biz azaba uğratılacak da değiliz."

139. Böylece onlar Nûh'u yalanladılar. Biz de bu yüzden onları helak ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

140. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

141. Semûd kavmi de Peygamberleri yalanladı.

142. Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"

143. "Ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."

144. "Öyle ise Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!"

145. "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."

146. 147. 148. "Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?"

149. "Bir de dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz."

150. "Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."

151. 152. "Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin."

153. Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin."

154. "Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bize bir mucize getir."

155. Salih, şöyle dedi: "İşte bir dişi deve! Onun (belli bir gün) su içme hakkı var, sizin de belli bir gün su içme hakkınız vardır."

156. "Sakın ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar."

157. Derken onu kestiler, fakat pişman oldular.

158. Böylece onları azap yakaladı. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

159. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

160. Lût'un kavmi de peygamberleri yalanladı.

161. Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"

162. "Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."

163. "Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."

164. "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."

165. 166. "Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz."

167. Dediler ki: "Ey Lût! (İşimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!"

168. Lût şöyle dedi: "Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım."

169. "Ey Rabbim! Beni ve ailemi onların yaptıkları çirkin işten kurtar."

170. 171. Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini kurtardık.

172. Sonra diğerlerini helâk ettik.

173. Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kadar da kötü idi!

174. Şüphesiz bunda büyük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

175. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

176. Eyke halkı da peygamberleri yalanladı.

177. Hani Şuayb onlara şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"

178. "Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."

179. Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

180. "Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."

181. Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın."

182. "Doğru terazi ile tartın."

183. "İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."

184. "Sizi ve önceki nesilleri yaratana karşı gelmekten sakının."

185. Onlar şöyle dediler: "Sen ancak büyülenmişlerdensin."

186. Sen sadece bizim gibi bir insansın. Biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz."

187. "Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi gökten üzerimize bir parça düşür."

188. Şuayb, "Rabbim yaptıklarınızı en iyi bilendir" dedi.

189. Onlar Şuayb'ı yalanladılar. Derken gölge gününün azabı onları yakaladı. Şüphesiz o, büyük bir günün azabı idi.

190. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

191. Şüphesiz senin Rabbin mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.

192. Şüphesiz bu Kur'an, âlemlerin Rabbi'nin indirmesidir.

193. 194. 195. Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir.

196. Şüphesiz bu (Kur'an'ın indirileceği) öncekilerin kitaplarında da vardı.

197. İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar (Mekke müşrikleri) için bir delil değil midir?

198. 199. Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik ve o da bunu kendilerine okusaydı yine buna inanmazlardı.

200. İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) suçluların kalbine soktuk.

201. 202. 203. Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, "Bize mühlet verilmez mi?" demedikçe, ona inanmazlar.

204. Bizim azabımızın çabuklaşmasını mı istiyorlar?

205. Ey Muhammed! Ne dersin; biz onları yıllarca (dünya nimetlerinden) yararlandırsak,

206. Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (halleri nice olurdu?)

207. (Dünyada) yararlandırıldıkları şeyler onlara fayda sağlamazdı.

208. Biz hiçbir memleketi uyarıcıları olmadıkça helak etmedik.

209. Bu bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz.

210. O Kur'an'ı şeytanlar indirmemiştir.

211. Zaten bu onların harcı değildir, buna güçleri de yetmez.

212. Çünkü onlar (vahyi) işitmekten uzaklaştırılmışlardır.

213. Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun!

214. (Önce) en yakın akrabanı uyar.

215. Mü'minlerden sana uyanlara kanatlarını indir.

216. Eğer sana karşı gelirlerse, "Şüphesiz ben sizin yaptığınız şeylerden uzağım" de.

217. 218. 219. Namaza kalktığında seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah'a tevekkül et.

220. Şüphesiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

221. Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi?

222. Onlar, her günahkâr yalancıya inerler.

223. Bunlar da şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu ise yalancıdır.

224. Şairlere ise haddi aşan azgınlar uyarlar.

225. 226. Görmez misin ki onlar, her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar ve yapmadıkları şeyleri söylerler.

227. Ancak iman edip salih amel işleyen, Allah'ı çok anan ve haksızlığa uğratıldıktan sonra öçlerini alanlar başka. Zulmedenler hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerdir.

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz